Pin It
5.00 / 5 - 3 Oy kullanıldı
Bu makaleyi derecelendirdiğiniz için teşekkür ederiz.

Yaşadığımız pandemi sürecinin çok sayıda beklenmedik sonuçları olacak şüphesiz. Acaba bunlardan biri de öğretmenlerin yaptığı işin ve sahip oldukları becerilerin biraz daha fazla takdir edilmesi olabilir mi?

İngiltere Ulusal İstatistik Ofisi tarafından sonuçları açıklanan bir ankete göre öğrencilerin büyük bir kısmı karantina döneminde evde eğitim görmekte zorlanırken ebeveynler de bu süreçten ruhsal ve duygusal olarak negatif etkilendi.

Öğretmenlik zor bir iş ve öğretmenler olumlu sonuçlar alabilmek için bir sınıf dolusu (uzaktan eğitimde olduğundan çok daha fazla) öğrenciye eğitim verirken çok sayıda zorlukla başa çıkmak zorundalar.

Öğretmenlik becerisi

Karantina döneminde yapılan ankette ebeveynler en çok “destek” ihtiyacı duyduklarını dile getirdi. Ailelerin yüzde 75’i evde eğitim için yeterli kaynaklara sahip olduklarını belirtse de, yüzde 43’ü rehberlik ve destek eksikliği nedeniyle bocaladığını söyledi.

Ebeveynlerin yaşadığı sorun, okulların verdiği destek eksikliğinden çok çocuklarını nasıl destekleyeceklerini bilmemekten ve ders içeriğinin nasıl uygulanacağı konusundaki bilgi eksikliğinden kaynaklandı.

Aslında bir öğretmenin sahip olduğu becerilere sahip olmama sorunu yaşadılar.

Elbette ebeveynlerin çoğu öğretmen olmayı hiç düşünmemiştir. O yüzden bu becerilere sahip olmamayı şimdiye dek hiç sorun etmemişlerdir. Peki, pandemi süreci bu becerilere sahip olmadıklarını fark etmelerini sağladı mı? Bir zamanlar okula gitmiş olan herkes öğretmenliğin ne olduğunu bildiğini iddia eder. Veliler bunu dile getirmese de, böyle düşündüklerini hepimiz biliriz.

Herkes öğretebilir mi?

Kendi okulumdan biliyorum ki, öğrencilerimizin evde eğitim konusunda en çok şikayetlendikleri şey (bazen ciddiyetle, ama daha çok espriyle) eğitimin kalitesi. İlk şikayet noktaları ise ebeveynlerinin konuları sınıf öğretmenleri kadar iyi açıklayamaması.

Bunu görmemezlikten gelmemeliyiz. Yeni bir bilgiyi ya da görevi, çocukların hem anlayabileceği hem de yaptıkları çalışmalardan öğrenebileceği şekilde anlatmak hiç de azımsanacak bir şey değildir.

Meslek dışından pek çok kişi, doğru materyaller ve uygun bir sınıf verildiğinde, birkaç dersi oldukça başarılı bir şekilde verebileceklerini – her molada da bir fincan kahve içebileceklerini – varsayabilirler. Belki de tüm bunları başarmaya çalıştıkları evde geçen birkaç hafta, ebeveynleri tam aksini düşünmeye ikna etmiş olabilir.

Yapılan ankette ön plana çıkan bir başka önemli veri daha var: Evde eğitim görmekte zorlanan çocukların önündeki en büyük engel motivasyon eksikliği oldu. Her 5 veliden 4’ü çocuğunun bu sorunu yaşadığını dile getirdi.

Pandemi sürecinde velilerle iletişim kuran öğretmenlerin çocuklar hakkında en çok duydukları hikayelerin başında, “X-box’ın başından kaldıramıyoruz” ya da “Benim dediğim hiçbir şeyi yapmıyor” geliyor.

Umarım bu yaşananlar, bazı ailelerin, öğretmenlerin çocuklarıyla ilgili neleri başardıklarını takdir etmelerini sağlar. Muhtemelen ebeveynlerin çoğu Eylül ayında öğretim sorumluluğunu tekrar öğretmenlere devretmekten mutlu olacaktır. Öğretmenlerin de dizginlerini tekrar eline almaktan mutlu olacağı kesin. Ebeveynlere düşen ise çocuklarına, öğretmenlerinin ortaya koyduğu emeğe değer vermeyi öğretmek ve işler yolunda gitmediğinde okula destek olmaktır.

Kaynak: https://www.tes.com/news/post-covid-will-parents-now-value-teachers-skills

Pin It

Misafirlerin yorum yapma hakkı yoktur.
Yorum yapmak için üye olunuz, üye iseniz giriş yapınız.