Pin It
0 / 5 - 0 Oy kullanıldı
Bu makaleyi derecelendirdiğiniz için teşekkür ederiz.

Zeka ile öğrenme arasında pozitif bir ilişki olduğu biliniyor. Bu teoremden yola çıkarak zeki çocukların hem çok kolay öğrenmesi hem de öğrenmelerinin kalıcı olması gerekir. Ama öyle bir etken var ki zeki çocukların öğrenmesini zorlaştırıyor. Peki neden?
İşte tam bu noktada doğru bildiğimiz yanlışlar ön plana çıkıyor. Bunların başında ise, ailelerin ve öğretmenlerin sürekli çocukların zekâsını övmesi. Bu yetmiyormuş gibi sınıf içinde arkadaşlarının da zeki öğrenciden sürekli birincilik beklemesi.

“Teyzesi, benim kızım çok zekidir!”

“Senin gibi zeki bir çocuğa yakışıyor mu?”
“Amcası, Müge’nin bütün dersleri Pekiyi Çok zekidir!”
“Öğretmenim! Soruların hepsini bir tek Müge yapabilir.”

 

ZEKİ ÇOCUK MÜGE

Müge 9 yaşında çok zeki bir çocuk. Kendisinin hangi alanlarda iyi olduğunu çok iyi biliyor. Zekasını gösterebileceği işleri çok seviyor ve sürekli o işleri yapmak istiyor. Ama kendisine yabancı olan bir alanda soru sorulduğu zaman ya da yepyeni bir iş verildiği zaman çoğu zaman isteksiz oluyor. Yaparsa da çabuk sıkılıyor veya kaçıyor. Yeni bir şey yapmayı özendirdiğim zaman, biraz zorlanınca “Biliyor musun? Benim resim birinciliğim var,” deme gereği duyuyor. Müge, iyi yaptığı şeyleri çok iyi yapıyor, iyi olmadığı şeylerden kaçıyor, öğrenmek veya denemek bile istemiyor.

Ailesi ve öğretmenleri tarafından sürekli zekâsı övülmüş Müge’nin yaşamı böyle.

ZEKİ GÖRÜNME SAVAŞI


Sürekli zekâsı övülen çocuk, ailesinin ve öğretmenlerinin beklentilerini karşılamak için sürekli zeki görünme ihtiyacı duyuyor. Zeki görünebilmek içinde kişiliğinde olmayan davranışları sergilemeye başlıyor.


Örneğin, Müge zeki olarak mimlendiği için, başarısız olursa aptal görüneceğini düşünüyor. Bu sebeple de kendisini başarısızlığa uğratacak ve dolayısıyla kendisini aptal gösterecek işlerden kaçıyor.  Bu süreçte genelde gözlemlenen davranışlar ise; okula gitmemek için karnının ağrıması, baş dönmesi gibi mazeretlerin sıkça gündeme gelmesi.


Resim birinciliğinden bahsetmesinin sebebi de bu. Çevresindekiler aptal sanmasın diye böyle bir başarıdan söz etme ihtiyacı duyuyor.


İMAJ HERŞEYDİR


Zekâsı övülen çocuklarda şöyle bir şey daha görülüyor. Genelde daha az disiplinli oluyor. “Nasıl olsa zekiyim” sendromunun kurbanı oluyorlar.


Zeki olarak mimlenen çocuklar genelde arkadaşlarına ve çevresine “çalışmadan başarılı oldum” imajı vermeye çalışırlar. “Zekiyim, çalışmama gerek yok!”


Bazen bu imajı sürdürmek o kadar önemli oluyor ki zeki imajlarını devam ettirmek, öğrenmekten daha önemli oluyor.


Soru sormakta bile zorlanıyorlar.


YENİ ÖĞRENME EKSİKLİĞİ


Yeni bir şey öğrenmek, bilmediğini kabul etmeyi, soru sormayı, deneme-yanılma yapmayı, eksikliğini kabul etmeyi gerektirir. Ama zeki olarak mimlenmiş çocuk bunları yapmaktan kaçıyor. Risk almıyor.

Çünkü yeni bir bilgi öğreneceği zaman başaramama veya öğrenememe korkusundan çok imaj kaybına uğrama korkusu ön plana çıkıyor.

Bunları yaparsa, aptal görüneceğini düşünüyor.


Böylelikle yeni şeyler öğrenmekte zorlanıyor.


ZEKA KONTROL EDİLEMEZ


Zeki olarak mimlenen çocuğu başka bir tehlike daha bekliyor.


Başarısını zekaya bağlayan çocuk, başarısızlığını gidermek için çaba da gösteremiyor. Çünkü çocuğun düşünce tarzına göre, zeka değiştirilemez. Zeka, kontrol edebileceği bir değişken değil. Doğuştan gelir ve bir insan ya zekidir ya değildir. Bu düşünce tarzı çocuğun çaba göstermesini engelliyor
.

Zekası övülen çocuk aslında tamamen çaresiz bırakılıyor. Hem yeni şeyler öğrenme macerasını atılamıyor hem de zor durumlarda gayret göstermiyor.


BAŞARISIZLIK İLE BAŞ ETME


Zekası övülen çocuklar, başarılı olduğu şeyleri yaparak ve başarışız olma ihtimalleri olan işlerden kaçarak yükseldikleri için hayatlarında çok da başarısızlık yaşamıyor
.

Bu yüzden de başarısızlık ile baş etme yöntemleri geliştiremiyorlar. Belirsiz durumlarda kendilerine güveni azalıyor ve daha çok stres yaşıyor. Hatta depresyon durumları bile gözlemleniyor.


Sonuç olarak zekası övülen çocuk, çaba göstermiyor, imaja çok önem veriyor, risk almıyor ve daha az güvenli oluyor. Kısacası yeni şeyler öğrenmekte zorlanıyor.


Öğrenciniz ya da çocuğunuzun zekasını övmeyin!


ALTERNATİF NE?


Alternatif çocukların zekâsını değil, çabasını, gayretini ve çalışmasını övmek. Gerek anne baba gerekse öğretmen bu noktada öğrencinin zekâsından çok gayretine vurgu yaparak gayretini övmelidir. Gayret ve çalışma üzerine vurgu yapılınca, çocuk biliyor ki başarısız olunca bu durumda bir şey yapabilir. Daha çok gayret gösterebilir ve çalışabilir. Çalışma zeka gibi değiştirilemez bir şey değil.


Başarı çocuğun kontrolü altında oluyor
.

Çalışmaya odaklanan çocuklar daha az sıkılıyor, daha disiplinli oluyor, daha çok gayret gösteriyor. Çünkü biliyor ki çalışarak çoğu şeyi başarabilir.
Pin It

Misafirlerin yorum yapma hakkı yoktur.
Yorum yapmak için üye olunuz, üye iseniz giriş yapınız.