Gece yalnızdı, bense tek başıma
Gökyüzünde bir ay milyonlarca yıldız
Gözlerim öylesine boşluğa dalmış
Saçlarımı hafiften bir meltem okşamakta
Kalabalıklar caddeleri çoktan boşaltmış
Gece yalnızdı, bense tek başıma
Ağzımda efkarlı sigaramın dumanları
Havada hasretin resimlerini çizmekte
Sarıya boyanmış sokak lambaları
Umutlarım buruşup yıldızlara takılırken
Geceyi ikiye bölüyor Anadolu Ekspresi
Çocukların düşleri çoktan rüyalarına kavuşmuş
İstanbul sessiz, Bir adım ötesi deniz
Gece, yıldızlar, deniz birde bendeniz
Gece yalnız, bense tek başıma
Çok uzak bir diyara kaydı bir yıldız
Bir dilek tutmak geldi içimden
Sonra gülmeye zorladım kendimi
Söylesene ne için?... Kimin için…?
Dilek tutmayalı kaç yıl oldu hatırlayamadım
Paketinde sıkışmış son sigarayı da çıkarttım
“belki o da yalnızlıktan sıkılmış” deyip yaktım
Sahildeki kumlara anlamsız çizgiler çizdim
Sonra deniz kızlarının güzelliğini seyrettim
fark ettiler, yüzleri pembeleşti, derinlere daldılar
Gece yalnızdı, bense tek başıma
Firuze bakışlı denizle vedalaştım
Koca şehrin sokaklarına sessizce daldım
Yanımdan geçen ekip otosunun içindeki
Garip bakışlara bile aldırmadım
Kaldırımla bütünleşmiş otobüs durağının
Yalnızlığına kinayeli bir tebessüm attım
Bir sabahçı kahvesinin kapısına yöneldim
Umudunu yitirmiş insanların gözleriyle konuştum
Hasret kıvamında duman altı çayımı yudumladım
Kahveciye “tazele” demeden gelen çayın
Bir fırt bile çekmeden parasını ödedim
Ben sokaklara, yağmur İstanbul’a boşaldı
Göz yaşlarım billur olup düştü yanaklara
Gece yalnızdı, bense tek başıma
Başkaları için romantizm yağmurda ıslanmak
Oysa ben onun bile farkında değildim
Saçak altında titreyen garibana ceketimi uzattım
Konuşamadı, gözleri ışıldadı
Sanki beni anlamış gibi bir sigara uzattı
Pencerelerde birkaç ışık yandığında
Anladım ki sabaha az bir zaman kaldı
Önce kendi sokağıma
Sonra yalnızlığın resmini çizdiğim odama
Sabahın ilk ışıklarıyla uykuya daldım.